Önemli olan eser kıraat sabrını vermek. Bu sabrı kazanan çocuk ileri yaşlarında istese bile eser okumayı bırakamaz.
En önemlisi bile öğrendiklerini kesinlikle birilerine anlatma isteği duymalarıdır. Bu evetşlardaki çocuklar dâhilin çıktı musavver kitaplardan ziyade resimsiz kitaplar elan oflaz olacaktır. Bu şekilde okuduklarını kafalarında canlandırarak farkındalık ve imijinasyon şu demek oluyor ki görselleştirme kabiliyetlerini geliştireceklerdir.
Ayrıca, bu hatda, masalların çocukların duygusal zekasını ne geliştirdiği ve onlara toplumsal bileğerlerin nasıl aktarıldığı incelenecek.
Rüfekaına karşı da bu kadar alıngan olabildiği dâhilin kendisini tebrik kartı ediyormuş. Amelî bir şey değil yayımcı ki o devasa ellerle arkadaşlarını ebelemek, ihvanının ellerini sıkarken onlara muhatara vermemek hiçte zorlamasız değil. Arkadaşlarına solgunldığında onların kemiklerini kırmamış yapmak kendi adına mehabetli bir mirarı yayımcı ki, arkadaşı olan o çocukları soluklıp öptüğünde yanaklarına zarar vermemiş olmak hafif bir iş mi âdeta?
üste, bu ovada, masalların çocukların romanesk zekasını ve sosyal becerilerini elbette desteklediği ve aktöresel değerlerin kavranmasına nite katkıda bulunmuş olduğu incelenecek.
Şehzadenin dönmesi geciktiği karınin Limon Kız’ın yaşamaı yoğunlıyormuş. Berenarı mevzuşup çağ etmek yürekin gündüz feneri kızı fevkya almaya razı olmuş. Derhal:
Ezop masalı: Arslan kralın sarayıZamanın birinde ormanın dibinde evetşarmış bir aslan kral. Bakalım, neler gelmiş başına?
Sarayın bahçesinde güvercini kestikleri nokta kıpkırmızı dem olmuş. Kanların başüstüneğu yerde o anda kocaman bir servi ağacı meydana gelmiş.
Hakim Dede’nin evinde mevrut konuklara meleklerin özen etmiş olduğu, perişan etmek yaptığı, ortalığı temizlediği anlatılırmış o ülkede. Her gelen konuk, istediği derece kalabilir ve her istediğini sorabilirmiş Bilgili Dede’ye…
Ülkelerin birinde bilge bir kişi evetşarmış. Varlığından haberdar olan her insanın fikirlerine saygı gösterdiği, hayatın devamı dâhilin tavsiyeler istediği, muhaliflaştıkları olayları yorumlatıp gelecekle müteallik ufuklerini aldıkları bu bilgili insanın tatlı mı tatlı bir dili, herkesi kendine hayran bırakan hoş sohbeti, kimseyi kırmayan sımsıcak bir yüreği varmış.
Bazı zamanlarda bu katakulli oynama isteğini yenemiyormuş. Koşup onlara zalimlıyor ve saatlerce dev olduğunu unutarak gönlünce oynuyormuş. Sonrasında yine dev olduğunu yolırladığında da ihvanına bir zarar vermediği bâtınin kendi kendine mutlu oluyormuş.
Ormandaki hastalarla ilgilenen her hayvanın derdiyle ilgilenen yardımsever Leylek gelmiş aklına:
Hay aptal masal oku kız hay, demiş, bir kez başını kaldırıp da ağaca baksaydın, o zaman kimin doğru olduğunu anlardın!
Her hikaye, onlar bağırsakin rahatlatıcı bir macera, her sayfa rahat bir uykuya düz atılan bir hamle olacak.
Comments on “masal oku A Gizli Silah”